Yapısını Söktüğüm Sağlamcı Dili
Çağrı Doğan
Özürlü, engelli vb terimlerdense, durumumuzu kör, sağır,
topal, sakat vb terimlerle anlatmanın daha doğru olacağına, tabii belki de
yılları alan bir süreç sonunda ikna ettiğim bir arkadaşımdı Selen Özel. Uzun bir ara sonrasında, İBB’nin
körler rehabilitasyon merkezi’nin arazisini tahliye etmeye çalışmasına karşı
örgütlediğimiz “Okuluma Dokunma Kampanyası” sürecinde tekrar yazışmaya
başlamıştık. Kampanya sürerken, tahliye talebini, belediye üzerinde kurulacak
sosyal basınçla engellemeye yönelik çeşitli yöntemler geliştiriyorduk. Kampanyanın
kişisel bileşeni olarak bu doğrultuda, buradan
okuyabileceğiniz Cumhuriyet’in Rengi
başlıklı yazı dahil basın bülteni, broşür, ve makale türünden materyalleri
kaleme alıyordum. Bu yazıları okudukça, Selen engelli sözcüğünü çokça
kullandığım için beni sürekli fırçalıyordu. Anlayacağınız, yıllar önce binbir
zahmet, sakat terimini sahiplenipp sağlamcı ideolojiye karşı bayrak açmaya ikna
ettiğim bir arkadaşım, yıllar sonra beni sağlamcı dile teslim olmakla
suçluyordu. Argümanı da özetle şuydu: biz daha kendi dilimizi konuşmaktan
imtina ederken; başkalarını bu dili öğrenip de ona uygun bir yaşamı inşa etmeye
nasıl ikna edebilirdik? Benimse sığınağım şuydu: kampanyayla anlatmak
istediğimizi mümkün olduğunca fazla kulağa